top of page
  • Irmak Kalaycı

Hayal Ettiğinden Çok Daha Fazlası: Uyuyan Güzel Balesi

"Bale bir hayal dünyası, sihir ve büyü, güzellik ve romantizmin yeridir."

Amerikalı bir yayıncı ve yazar olan Trudy Garfunkel’a göre "Bale bir hayal dünyası, sihir ve büyü, güzellik ve romantizmin yeridir.". Bu söze katılıp katılmamak sizin elinizde olsa da ben bir bale eserini canlı izlemeden karar vermeyin derim. İnsanların konuşmadan, yalnızca vücutlarını kullanarak bu kadar estetik bir şekilde bir hikaye anlatabildiklerini görmek gerçekten çok etkileyici bir deneyim. Bütün o kostümler, sahne dekorları ve orkestra müzikleriyle birlikte insan kendini her şeyin mükemmel olduğu bir masal dünyasındaymış gibi hissediyor. En azından ben, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin prodüksiyonu olan P. İ. Çaykovski’nin bestelediği ve Marius Petipa’nın koreografisini yaptığı Uyuyan Güzel balesini izlerken böyle hissettim.


Bu inanılmaz bale eseri, insanı çocukluğunda Uyuyan Güzel masalını dinlerken prenses olmayı hayal ettiği, her şeyin güzel olduğu günlere götürüyor. İzlemesi başlı başına büyüleyici olan bu temsile bir de Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nın canlı çaldığı parçalar eşlik edince her şeyiyle tamamlanmış bir eser ortaya çıkıyor ve bize, sanatın insana dokunabilme ve onu gerçek hayattan biraz olsun uzaklaştırabilme gücünü gösteriyor.


“‘Uyuyan Güzel’ koreograf-besteci iş birliğinin en güzel örneklerinden biridir. Petipa henüz yazılmamış bir müzik üzerine bu baleyi tasarlamıştır. Ayrıca klasik bale repertuvarının en akademik ve en zor olanıdır.”

Başkoreograf

Ayşem SUNA SAVAŞKURT


Bu eser, çoğumuzun çocukluğundan da bildiği Uyuyan Güzel masalının bir uyarlaması. Kısaca konusu, Aurora adında bir prensesin vaftiz törenine çağırılmayan Carabosse’un töreni basıp davetli olmamasının intikamı olarak prensesi lanetlemesi. Bu lanet ise şöyle; Aurora sağlıklı ve güzel bir çocuk olarak büyüyecek ancak 16 yaşına bastığında eline bir iğne batmasıyla sonsuz bir uykuya dalacaktır. Prenses gerçekten de eline bir iğne batmasıyla derin bir uykuya dalar ve 100 yıl geçince bir prensin onun hayalini görüp ona aşık olduktan sonra bulup öperek laneti bozmasıyla uyanır. Bir çocuk masalı olması sebebiyle çok güçlü bir konusu olmamasına rağmen bu hikaye baleye dönüştüğünde hayal edilemeyecek bir güzelliğe bürünüyor.


“Çaykovski, yazdığı muhteşem müzikle, bütün farklı kavramların, kişilerin ve güçlüklerle dolu bale gösterilerinin, en doğal biçimde kaynaşmasına olanak vermektedir…”

Başkoreograf

Ayşem SUNA SAVAŞKURT


Temsilin ilk sahnesi Aurora’nın vaftiz töreninde orman perilerinin davetlilere özel dans etmesiyle başlıyor. Bir filmin açılış sahnesi, bir müziğin giriş melodisi gibi balede de ilk sahnenin seyirciyi etkilemesi önemlidir ve Uyuyan Güzel balesi de bunu dansların yanına perilerin kostümleri, sahne tasarımı, orkestra müzikleri gibi birçok öğeyle birden çok başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. İlk sahnenin sonlarına doğru Carabosse’un 5-6 insanın üstünde sahneye girişi, çalınan parça, ışıklandırma ve yapılan mizansenlerle de bu dikkati kendinde tutmakta hiç zorlanmadı.


Bütün bu sahne, müzik, yan karakterlerin her birinin başlı başına dikkat çeker oluşu bu prodüksiyonun ne kadar başarılı olduğunun kanıtı olsa da Büşra Ay ve Erhan Güzel gibi iki işinde çok yetenekli başrol olmasa asla bu kadar akılda kalıcı olamazdı. Aurora’yı canlandıran baş balerin Büşra Ay, o kadar narin, o kadar güzel bir balerindi ki sahnede süzülüşünü hayranlıkla izledim. Benim için bir balet olarak bambaşka bir yeri olan Erhan Güzel ise prensi canlandırıyordu ve başlı başına inanılmaz olan solo part'ları dışında Büşra Ay ile birlikte dans ettikleri kısımlar can alıcıydı. İki baş dansçının bu kadar birbiriyle uyum içinde olması da temsile ayrı bir güzellik katıyordu. Esere olabilecek tek eleştirim sondaki düğün sahnesinde Çizmeli Kedi, Mavi Kuş ve Beyaz Peri gibi farklı masal karakterlerinin de dans ettiği bil bölüm olmasıydı, bana eserden biraz kopuk geldi ancak onların da dansları çok başarılıydı.


Sonunda aldıkları 5-10 dakikalık ayakta alkışların da kanıtlayabileceği üzere, bu baleyi izlemenin 2 saatinizi geçirebileceğiniz çok değerli bir aktivite olduğunu düşünüyorum. Daha önce hiç bale eseri izlemediyseniz başlamak için çok iyi bir seçenek ve izlediyseniz de yeni bir eser görmek için harika bir kadro gerçekten. Sahne ve üstündeki sanatçıların uyumunu en doğal ve organik şekilde izleyebileceğiniz temsillerden biri olduğunu düşünüyor, herkese tavsiye ediyorum.


“Bu bale müziği benim en iyi eserlerimden biri kanımca. Konu son derece şiirsel, müziğe çok uygun. Bu müziği bestelerken resmen kendimi ona adadım. Büyük bir heves ve tutkuyla yazdım…”


P. İ. Çaykovski

853 görüntüleme
Daha Fazlası: 
bottom of page