top of page
  • Elif Şimşir

Söz-Müzik: Aysel Gürel*


Aklımıza çılgınlıklarının, bir dönem pembeye boyadığı saçlarının yanı sıra aşkı, aşığı ve kadınları etkileyici bir şiirsellikle anlatmasıyla; “Hayatınızdan kaç tane erkek geçti?” sorusunu “Hiçbiri geçemedi” diyerek cevaplamasıyla, “Aşk zaten cinayetle sonlanmazsa Shakespeare’in mezarına kimse gitmez” diyerek kendine has üslubuyla aşkı tanımlamasıyla da kazındı.


Kendisi, o dönemde sadece iki kadın öğrencinin olduğu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde eğitim görmüş ve aynı dönemde tiyatroyla da içli dışlı olmuştur. Tiyatro tutkusuna bir evlilik, iki çocuk ve bir ayrılık molası verdikten sonra ise sahnelere geri döner ki kendisi de daha sonra bu evliliği “Neden evlenemiyor bu?” lafları sona ersin diye yaptığını ve o dönemki korunma yöntemlerinin eksikliği sebebiyle de iki çocuk sahibi olduğunu açıklar. Eşinin onu aldattığını öğrenmesi ise son damla olur ve hiç düşünmeden eşinden boşanmaya karar veren Aysel Gürel, iki çocuğunu da kendisi büyütmeye başlar. Ama ne şanslı ki, ya da biz ne şanslıyız ki, her şeyini anlattığı bir yakın arkadaşı, bir sarı defteri vardı… O defterdeki bir şiirin keşfedilmesi ve bestelenmesi üzerine de Aysel Gürel’in söz yazarlığı macerası, “Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan/ Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?” sözleriyle de Türk popunda Aysel Gürel fırtınası esmeye başlar. 80’lerde ise Aysel Gürel, Minik Serçe ve Atilla Özdemiroğlu işbirliğinden çok güzel bir eser doğar: “Firuze”.

“Acılı bir bakış yerleşirse eğer Kirpiğinin ucundan gözbebeğine Her şeyin bedeli var, güzelliğinin de Bir gün gelir ödenir, öde Firuze”


Firuzeyle başlayan bu beraberlik uzun yıllar boyunca devam edecek ve bugün bile zevkle dinlediğimiz şarkılar üretilecekti çünkü bu dönemde Aysel Gürel, Sezen Aksu ve Onno Tunç işbirliği doğacak ve Türk popuna yeni bir yön kazandıracaktı.



“Sen ağlama, dayanamam Ağlama göz bebeğim sana kıyamam Al yüreğim senin olsun Yüreğim bende kalırsa yaşayamam”dan


“Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma Benden selam söyleyin bütün aşklarıma Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma Benden selam söyleyin bütün aşklarıma” kadar uzanan ve daha birçok eserin olduğu eşsiz bir diskografi oluştururlar. Sadece aşk şarkılarıyla da kalmazlar, aynı zamanda “Son Bakış”, “Ünzile” gibi şarkılar ile birçok toplumsal olaya da değinmeyi unutmazlar. Aysel Gürel, “Ünzile” şiirini Anadolu turnesi sırasında gördüğü bir kız ve onun yaşadıklarını anlatmak için yazar.

“Varmadan sekizine Ergin oldu Ünzile Hem çocuk hem de kadın 12'sinde ana Bir gül gibi al ve narin Bir su gibi saydam ve sakin Susar kadın Ünzile”


Aysel Gürel tabii ki bu süre zarfında birçok popüler isme de söz yazmaya devam etmiştir. Nükhet Duru’nun ısrarıyla albümüne de adını veren “Sevda” şarkısını yazar.


“Saçların alev gibi Gözlerin rüya gibi Güzelsin hayallerle Özlenen cennet gibi”

“Dünya Tatlısı”, “Arzular Var Ya”, “Abone”, “Hadi Bakalım”, “Şov Yapma” ve daha birçok şarkıyla Türk popun değişimine ışık tutan isimlerden birisi olmuştur. Kendisinin de öngördüğü gibi bu şarkılarla o dönem “ülke yıkılır”. Aysel Gürel’in, dinleyicilerin ne istediğini ne dinlemeyi sevdiğini çok iyi anlayan bir gözlemci ve sonrasında bunları harikulade bir biçimde sözcüklere döken bir söz yazarı olduğu su götürmez bir gerçek. Aysel Gürel’in etkisi bize daha yakın gelebilecek zamanlara kadar sürdü elbette. 2000’lerde de Sertab Erener, Tarkan, Işın Karaca, Serdar Ortaç ve daha birçok isim onun yazdığı şarkıları seslendirdi.


Tanıdığımız o güçlü Aysel Gürel, akciğer kanserine yakalanır ve maalesef ki bu hastalığa yenik düşer ancak hasta yatağında bile söz yazmaya devam eder ve son anlarında bile yaklaşık otuz şarkı sözü yazar. Öyle ki hastanedeki odasının her köşesi kâğıt kalem doludur. Derin komada iken bile ayağıyla tempo tutmuştur.

“Hani camlarda bekler de Der ki sensiz uyumadım Ödül bekler bu hünere Ben o kadın olamadım” Birçok şarkıya hayat veren, bilmesek de hepimizin hayatına bir noktada dokunmuş Aysel Gürel 17 Şubat 2008’de hayata gözlerini yumar. Her zaman mücadele etmiş, yaratmış ve üretmiş olan böylesine güçlü bir kadından öğreneceğimiz çok şey var. “Kırpıntı dosyam” diye adlandırılan bir şiir defterinden Türk popuna ismini altın harflerle yazdırmaya giden uzun ve renkli bir yol… Kendisini ölüm yıldönümünde saygı ve sevgiyle anıyoruz. Umarım hala bir yerlerde yazıyor ve tempo tutuyordur!

*Bu yazı “Söz ve Müzik Aysel Gürel” belgeselinden esinlenilmiştir.


335 görüntüleme
Daha Fazlası: 
bottom of page