top of page
  • Meryem Karataş

GEÇMİŞTEN BUGÜNE YENİ YIL ADETLERİ


Pratikte diğer günlerden bir farkı olmayan ama insanlık için yepyeni başlangıçların miladı olarak kabul edilen gün şüphesiz ki yılbaşıdır. Yeni yıl insanların gözünde her zaman için temiz bir sayfa ve yeni bir başlangıç olmuştur. Hatta birçok insan bir şeyi değiştirmek veya başlatmak için yeni yılı bekler. Sanki her şey baştan başlıyormuş gibi hissedildiği için yılbaşı hep umut doludur.


Yeni ümitlere kapı aralayan bu gece yüzyıllardır çeşitli kutlamalarla şereflendirilir. Her toplum kendine özgü değerlerle bu özel günü kutlar. Nitekim yıllar içerisinde yılbaşını kutlama adetleri değişebildiği gibi kaybolabiliyor da. Peki biz yılbaşı adetlerimizin hepsine sahip çıkabildik mi yoksa zamanla kaybolanlar var mı? Son birkaç yıl içerisinde bile Türkiye modernleştikçe bazı kutlama adetleri unutulur oldu. Bunlardan birkaçını hatırlamaya ne dersiniz?

Türkler yılbaşı eğlencelerini işgal zamanında yabancı ordu komutanlarının düzenlediği kutlamalarla tanıdı. Bu eğlencelerde gece saat 00.00’da ışıkların söndürülmesi geleneği vardı. Bu eğlenceler toplumun her kesimi tarafından hemen benimsenemese de zamanla yılbaşı kutlamalarına alışıldı. Yıllar geçtikçe farklı gelişmeler de yılbaşı adetlerinde yerini aldı. Mesela o dönemlerde sonuçları radyoyla açıklanan yılbaşı piyangosunun ilki 1926 yılında Tayyare Piyangosu adıyla düzenlendi. 1929 yılında ise devletin üst kademesi ilk defa bir yılbaşı balosu verdi. 1935 yılında çıkarılan kanunla yılbaşı resmî tatil ilan edildi. 1948 yılından itibaren firmalar gazetelerde yeni yıl kutlama ilanları vermeye başladılar. Ayrıca firmalar yılbaşına özel ajandalar, kalemler, saatler, bloknotlar gibi türlü türlü eşantiyonlar dağıtır ve yılbaşı çekilişleri düzenlerlerdi. Bu gelenek eskisi kadar rağbet görmese de bugün de devam etmektedir. Bugün dağıtılan eşantiyonlar arasında artık “powerbank” bile vardır.

Yılbaşı eğlencelerinin yakın geçmişine baktığımızda televizyon evlere girdikten sonra yılbaşı eğlencesi kültürünün değişmez bir parçası haline geldi. Hatta sonraları buna kısaltılmış olarak PTT (Pijama, Terlik, Televizyon) dendi. Televizyon yayınının siyah-beyaz ve tek kanal olduğu dönemde gece yarısına kadar süren şarkılı-türkülü-gülmeceli eğlenceler devam eder ve gece yarısında assolist sahne alırdı. Zamanın assolistleri içinde Zeki Müren, Bülent Ersoy ve sadece yılbaşında sahneye çıkmasına izin verilen arabesk şarkıcısı Orhan Gencebay vardı. Yılbaşı gecesinin en çok beklenen eğlencesi de gece yarısı çıkacak olan dansöz olurdu. En ünlü dansözlerden biri de dillerden düşmeyen Nesrin Topkapı’ydı. Bu eğlenceler tabii ki çeşitli yemeklerle de süslenirdi. Yılbaşı sofraları bayram sofraları kadar zengin olurdu. Yabancı ülkelerdeki Noel geleneğinde bulunan hindi yerine bizde de tavuk pişirilirdi. Ayrıca kuş üzümlü bademli iç pilav da mükellef bir sofra için vazgeçilmezlerdendi. Zeytinyağlılar, börekler, baklavalar ve tabii ki de olmazsa olmaz kuruyemişler de sofradan eksik olmazdı. Mısırlar patlatılır, çerezler hazırlanır, içki sofraları kurulur ve bütün gece yeni yıl yeni umutlarla beklenirdi. O gecenin vazgeçilmez oyunu ise tabii ki tombalaydı. Bütün aileler birlikte oynayarak hoşça vakit geçirirlerdi.


Globalleşme ve iletişim çağında yabancı kültürlerle daha çok iletişime ve etkileşime girmemizle birlikte yılbaşı kültürüne yeni adetler de eklenmiştir. Bir tek zaman bölgesinde tek saat dilimine göre yaşayıp düşünürken bütün dünyada canlı yayınlarla tek tek sırayla büyük şehirlerde yeni yıla girişlerin televizyonda izlenmesi zaman duygumuzu etkilemiş, şehir meydanlarında kurulan dev ekranlar ve büyük dinleti sahneleri, kalabalıklar, havai fişek gösterileri, dışarıda ve evlerde ışıl ışıl süslenen ağaçlar, kartpostalların yerini alan tek tuşla dünyanın her yerine ulaştırdığımız emojili yeni yıl mesajları bu yeni kültürün ilk akla gelen unsurları olmuştur. Şimdi sokaklarda, mağaza önlerinde Noel babalar var. Anadolu’da evlerin damlarındaki pencerelerden içeri girilebildiği için kapıdan kovsak bacadan giriyor diye bir deyim vardır. Yani bu deyimdeki baca soba ya da şömine bacası değildir. Anavatanı Anadolu olan Noel baba soba ya da şömine bacasından değil damdaki pencereden girdiği varsayılan bir azizdir. Ancak Hollywood bunu bilmiyor. Gel gör ki Anadolu’dan çıkan Noel baba bizim kültürümüze dönüp dolaşıp Hollywood etkisiyle girmiştir. Tüm bunların ötesinde çocuklar için Noel babanın vatanı önemli değildir. Onlar için önemli olan yılbaşının sihri ve hediyelerdir.


Gördüğünüz gibi Orhan Gencebay’dan Noel babaya kadar yılbaşı kültür yelpazemiz oldukça geniş. Televizyona eklenen telekomünikasyon ve internet çağında, ki daha yeni başladık sayılır, buralara geldiysek gelecekte yeni teknolojilerle ve buna bağlı yeni kültürel unsurlarla nereye doğru evirileceğimizi zamanla göreceğiz. Geçmişte, şimdi ya da gelecekte fark etmez, yeni yıl dilekleri hiçbir zaman değişmiyor. Bu sene için de en önemli şeyin sağlık olduğunu anladık. Bu yüzden ben de size yeni yılda mutluluk, barış, başarı, sevgi ve en önemlisi de sağlık diliyorum. İyi seneler!

108 görüntüleme
Daha Fazlası: 
bottom of page