Hazır sonbahar-kış sezonu gelmiş, üniversitede yeni bir dönem başlamışken güzel ama azbilinen yurt dışı fırsatlarından bahsetmeden olmaz deyip size bu fırsatları tanıtacağım bir yazı yazmaya karar verdim. Malum zaten Euro bu hızla yükselmeye devam ederse yurt dışı bir hayal olarak kalacak.
İlk olarak bahsetmek istediğim şey bütün bu fırsatların ücretsiz olması ya da onlara çok cüzi bir miktar ödenmesi. Kısacası en fazla 150-200 Euro’ya farklı bir ülkede iki haftadan bir yıla kadar değişen sürelerde yaşama imkanlarından bahsedeceğim.
EVS/AGH Bir ülkede bir yıl yaşamaktan bahsetmişken bize bu imkanı sağlayan program EVS’yi tanıtmadan olmaz diyerek söze başlamak gerek sanırım. EVS (European Voluntary Service), Türkçe adıyla AGH, Avrupa Birliği’nin düzenlediği bir gençlik programı. 18-30 yaş arasındaki gençlerin Avrupa’daki bir şehirde 2 aydan bir yıla kadar uzayan bir süre boyunca yaşaması ve orada gönüllü hizmet vermesini sağlıyor. Bu sayede gençlere Avrupalı olma ve farklı kültürlere tanıma fırsatı veriyor. Aynı zamanda orada bulunduğunuz süre boyunca size dil kursu imkanı sağlayarak dil öğrenmenize vesile oluyor ve tüm bunları yaparken sizden uçak biletleri de dahil hiçbir para talep etmiyor. Hatta size maaş, kalacak yer bile veriyor. “İngilizcem yok o yüzden katılmak istemiyorum” diyenler için ise müthiş bir haberim var: Sizden ileri düzey bir İngilizce beklenmiyor. Tek yapmanız gereken neden gitmek istediğinizi yazdığınız bir motivasyon mektubu ve sizi oraya gönderecek bir kuruluş bulmak. STK’larda çalışmak size göreyse ve yabancı bir ülkede bir yıl yaşayıp günlük hayatı deneyimlemek istiyorsanız neden olmasın? Yalnız, şunu hatırlatmamda fayda var: Kısa dönem ve uzun dönem olmak üzere sadece iki kere EVS yapabiliyorsunuz. Şansınızı denemeye değmez mi?
Erasmus Plus Projeleri EVS’nin de bir kolu olduğu bu projeler (daha kapsamlı ele alınması gerektiğini düşündüğüm için ayrı olarak yazdım) yine Avrupa Birliği gençlik fonundan karşılanıyor. Programların objektifleri benzer olmakla beraber içerikleri ve şartları farklılık gösteriyor. Örnek olarak en kısa EVS 2 aylıkken, Erasmus Plus projeleri yaklaşık 10-15 ay sürüyor. “Training course” ve “youth exchange” olarak ikiye ayrılan bu programlar gençlerin belli objektifler çerçevesinde eğitilmesini amaçlıyor. Bu objektifler genellikle sosyal içerikli ve güncel konular olduğu için kişi hem uluslararası sorunlar konusunda bilgi sahibi oluyor hem de farklı yerlerden gelen insanlarla ortak bir paydada buluşabiliyor. Yine konaklama Avrupa Birliği tarafından sağlandığı için bir ücret ödenmiyor ama ulaşım bedeli için cepten para vermek zorunda kalınabiliyor. Bu projelere katılmak için tek yapılması gereken Ulusal Ajans’taki ilanları takip etmek ve başvuru yapmak.
Yurt Dışı Çalışma Kampları “Chantier” isimli yurt dışına çıkma yolu çalışma kampları Galatasaray Üniversitesi öğrencileri tarafından iyi bilinir ama bilmeyenler için tekrar anlatmakta bir sorun yok. Çalışma kampları, katılımcıların cüzi bir ücret ya da hiç ücret ödemeden bir sivil toplum kuruluşu için çalışıp aynı zamanda kamp yaptıkları dernek/oluşumlardır. Buradaki kamptan kasıt çadırlarda dağda yapmaktan ziyade komün halinde yaşamak; ki isterseniz çadırlarla dağda yapılan bir çalışma kampı bulabileceğinizden kuşkum yok. Uluslararası çalışma kamplarının en büyük amacı bir “iş” yapmak; yani gerçekten çalışmak, bunun yanında da yeni insanlarla tanışmak. O yüzden kast ettiğim şey tatilden çok 2-3 haftalık farklı bir deneyim ama kesinlikle tecrübe edilmesi gereken bir şey. Aynı zamanda ülkelerin farklı şehirlerinde ve çok sayıda seçeneğin olması da seveceğiniz bir kamp bulma olasılığınızı arttırıyor.
WWOOF Tam adıyla World Wide Opportunities on Organic Farms, yine ücretsiz olmakla beraber daha spesifik bir oluşum. Türkiye’de Buğday Derneği’nin temsilciliğini yaptığı oluşumun objektifi sürdürülebilir tarımı ve yaşamayı öğretmek. Bunu yaparken de tamamen gönüllülük esasında dayanan bir sistemleri var. Dünya haritası üzerinde farklı ülkelerdeki çiftlikler işaretleniyor ve katılımcı katılmak istediği ülkedeki çiftlikle iletişime geçip anlaşırsa oraya gidip tamamen ücretsiz bir şekilde kalıp sürdürülebilirlik ile ilgili bilgileri öğrenebiliyor. Süresi ise tamamen size bağlı. Eğer çevre ile ilgileniyorsanız ve farklı bir tatil geçirmek isterseniz denemeye değer. Nerede kimlerle karşılaşacağımız belli olmaz. Yazdığım dernek ve platformların dışında eminim birçok farklı oluşum da vardır. Sürekli değişen ve globalleşen bir dünyada sadece Türkiye sınırları içinde kalmak istemiyorsanız her şey kişinin kendi elinde. Tek yapılması gereken araştırmak. Sevgiyle kalın… :)
