top of page
  • Naz Eraslan

Geyşalar

Kültürleriyle, gelenekleriyle ve onlara bağlılıklarıyla dünyanın her zaman ilgisini çeken Japonların sahip olduğu bir başka gizemli dünya: geyşalar.

Kimimiz, onlarla ilgili belki birkaç şey duydu, sonrasında da o gizemli dünyayı merak etti veya çok şanslı olanlarımız vardı ve Japonya gezilerinde bir geyşa ile karşılaştılar, bilemiyorum. İçimizdeki merakı körükleyebilecek çok fazla şey var ancak benim gibi sadece Memories Of A Geisha’yı izleyip veya okuyup “kimlermiş ya bu geyşalar?” da demiş olabilirsiniz. Evet, onları merak etmemizi sağlayacak çok fazla şey var ve ortak tek bir sorumuz var: Cidden kim bu geyşalar?

Geyşa kelimesinin etimolojisinde "gei" sanat anlamına, “sha” ise kişi anlamına gelir. Bu doğrultuda da geyşalar için profesyonel “performans sanatçıları” demek daha doğru olur. Tam bir tanım yapabilirsek: Geyşa, Japonya'da 17. yüzyıldan bu yana eğlence hayatında erkek müşterilere şarkı, dans, sohbet ve oyunlar ile eşlik eden kadınlara verilen addır. Bu şekilde tanımladık ancak tarihteki ilk geyşalar erkekti ve yerlerini zamanla kadın geyşalara bırakmışlardı.

Geyşalarla ilgili bilinen en önemli yanlış, onların hayat kadınları oldukları düşüncesidir. Bilinenin aksine, geyşaların müşterileri ile cinsel ilişkiye girmesi yasaktır, aksi taktirde itibar kaybına uğrarlar ve evlerinden atılırlar. Geyşalar, partilere ve çay evlerine giderler; çay servis ederler, çalgı çalıp şarkı söylerler, dans ederler ve misafirlerle sohbet ederler. Dansları, söyledikleri şarkılar ve hazır cevap oluşları dikkat çekmektedir. Japonya’da geyşaların hizmetinin bedeli, bir hayat kadınınınkine göre oldukça pahalıdır. Aslında bu kıyaslamayı yapmamıza hiç gerek yoktur çünkü geyşaların ve hayat kadınlarının yaşam tarzları, hizmetleri ve sosyal statüleri oldukça farklıdır. Kıyaslamamıza gerek olmamasının asıl sebebi ise bir kadının geyşa olabilmek için oldukça zor bir eğitim almasıdır.

Geyşa olmak özel bir eğitimden geçmeyi, özel bir terbiye almayı gerektirir. Mesleğinde henüz yeni olan çırak geyşalara, Maiko adı verilir ve geyşa olma aşamaları, 5 yıla kadar sürebilir. Geleneksel olarak geyşanın eğitimi erken yaşlarda başlar ve maiko eğitiminin 3 ana unsuru vardır: sanat eğitimi,eğlence eğitimi ve sosyal beceridir. Sanat eğitimi özel geyşa okullarında, eğlence eğitimi ise uygulamalı olarak çay evlerinde ve partilerde öğretilir. Japon sosyal yapısının önemli unsurlarından olan selamlama, hediye ve ziyaretler de sosyal beceri adına, sokakta edinilen eğitimdir. En önemli nitelikleri, konuşma yetenekleridir ayrıca her daim ince espriler yaparlar. Bir geyşa, günlük haberlerden, sumo sonuçlarından ve sanat dünyasından haberdardır. Maiko, üst düzey maiko olan onee-sandan, akıl hocası gibi dersler alır. Onee-san, maikoya çalışma hakkında her şeyi öğretir: uygun bir yolla çay servis etmeyi, dans etmeyi, shamisen (geleneksel bir Japon enstrümanı) çalmayı, gündelik konuşmayı... Bir geyşanın en büyük amacı, konuklarını rahatlatmak olduğundan ki bu rahatlatma fiziksel bir rahatlatma değil; konuklarının işleri, hobileri, ilgi alanları, yani

hemen her konuda bilgi sahibi olmaları gerekmektedir bu nedenle Edo Dönemi'nin sonlarına doğru geyşalar, resmî toplantılar dahil olmak üzere birçok sosyal-politik etkinlik ve toplantıya çağrılmaya başlanmıştır, zamanla da bugünkü eğlendirici-sanatçı veya hoş vakit geçirtici sıfatlarını almışlardır.

Japonya’da küçük ayaklı olmak bir güzellik sembolü olduğu için daha küçükken geyşa olacak kızların ayağına ufacık demir ayakkabılar giydirilir, geyşalar da bu demir ayakkabılarla büyür ve ayaklarının büyümesi engellenmeye çalışılır. Geyşaların çekicilikleriyle büyüleyen tebeşir beyazı yüzlerinin ve kiraz rengi boyanmış dudaklarının belli anlamları vardır. Yüzlerini kaplayan tebeşir beyazı boya, suskunluğun ve yaklaşılmazlığın sembolü; boyalı dudakları ise cinselliğin göstergesidir.

Geyşaların dünyası, 2.Dünya Savaşı ile birlikte radikal bir değişime uğradı. Savaş zamanı geyşa evleri, barlar ve çay evleri kapatılmaya başlandı. Bunların sonucu olarak geyşalar fabrikalarda ve daha farklı işlerde çalışmaya başladılar. Günümüzde geyşaların kim olduğuna ve ne yaptıklarına dair soru işaretlerine neden olanlar ise aynı dönemde kendilerini Amerikan askerlerine geyşa olarak tanıtan fahişelerdi. Bu kadınlar, geyşa isminin statü kaybetmesine neden olmuşlardır. Savaş sonrasında ise kapatılan yerlerin tekrar açılmasına izin verilmiş ancak eski düzen ve yaşam tarzı aynı şekilde devam etmemiştir. Bunların sonucu olarak, günümüze kadar gelen geyşaların sayısı oldukça azdır. 1980’lere gelindiğinde sayıları 10 bin civarındayken, bugün artık 1000 civarında geyşa yaşamaktadır.

 

http://japonsinemasi.com/cicek-sehrinin-sogut-kadinlari-geysalar/

http://listelist.com/geysalar-hakkinda-bilinmeyenler/

http://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/geysalar-birer-hayat-kadini-mi/

288 görüntüleme
Daha Fazlası: 
bottom of page