top of page
  • İrem Bektaş

Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş

Bu haftaki ziyaretimiz ödüllü bir devlet tiyatrosu olan “Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş”eydi. İsrailli yazar Hanoch Levin'in kaleme aldığı tek perdeden oluşan oyun, İstanbul Devlet Tiyatroları’nda, usta oyuncular tarafından başarıyla sergileniyor.

Konusunu kısaca özetleyecek olursak: Yona (Musa Uzunlar) ve Leviva (Ülkü Duru), birbirlerinden ve evliliklerinden sıkılmış bir çifttir. Kavgalarına sebep olan bu bıkkınlık, onların özelinden, gece yarısı aniden gelen yalnız adam Gunkel (İşdar Gökseven)'in de yardımıyla, belki de yüzyıllardır kanayan bir yara olan “evlilik” geneline yapılan bir sorgulamaya dönüşüverir. Kim için yapılır evlilik? Kadın ve erkek evlendikten sonra bir adanmışlıkla yaşanmak zorunda mıdır? Bağlılık, gerekli ve olumlu bir etki midir, yoksa muhatabını sardıkça boğan bir canavar mı? Tiyatro tüm bu sorgulamaların odağında duran çarpıcı bir kara mizah örneği.


Oyundaki diyaloglar öylesine zekice ve derin düşünülmüş ki aslında bir karı-kocanın evliliğini baz alarak bütün hayatımızı, varoluşumuzu sorgularken buluyoruz kendimizi. Oyunun alt metnini, herkesin ama herkesin bir sebeple mutsuz olduğu. Her doğan insanın bir gün mutlaka ölecek olduğunu bildiği halde bunun farkında değilmiş gibi yaşamaya çabalaması eleştirilmiş. Yazara göre bu boşuna bir çabadır.

Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş, belli ki ekibin titizlikle çalışmasının sonucunda ortaya çıkmış bir oyun ve gerçekten eğlendirirken düşündüren dediğimiz klişebir tarzda. Ama tekrar altını çizmek istiyorum, öylesine zekice diyaloglarla tasarlanmış ki bu seyircinin gözüne sokulmuyor. Sizi hüzne veya kahkahaya boğacağını, uçlarda yaşatacağını garanti edemem fakat mutlaka derinlerde bir yerlerde saklı kalmış düşüncelerinizi tutup su yüzüne çıkaracağını söyleyebilirim. Yeni sezonda bu oyunu kaçırmamanızı tavsiye eder, izleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim.



56 görüntüleme
Daha Fazlası: 
bottom of page